30 Oca 2008

31 Ocak...ve İyi ki Doğdun Güzel İnsan..

Bugün doğumgünün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin... Dostluğunun, arkadaşlığının verdiği keyfi sana anlatmam çok zor. Kalbim hep seninle. İyi ki varsın.. Birlikte daha nice yaşlara Berrin'ciğim...

25 Oca 2008

ben senden GİTTİM...


Günlerdir, aklımdan yürüyen sözcüklerin yüreğimdeki sızıya her dokunuşunda biraz daha kızgın biraz daha küskün cümleler kurdum. Şimdi mi, şimdi hüzün zamanı…

Evet BİTTİ!!

Hayaldi ve gerçeğe çarptığımız an bitti. Belki de suya yazılmış bir aşk masalıydı bizimki. Hani zamanında her şeye inat beraber ayakta kalabilme çabalarımız filan aklıma gelince, sonumuza bakıp derin bir acı çekiyorum ciğerlerime. Dönüşü olmayan bir yola ürkmeden adım atabilme cesaretimiz içinse hiç övünemiyorum biliyor musun? Aşk, gerçeklere ne kadar yakınsa sonsuzluğa o kadar uzakmış meğer…

Benim için artık bir yabancısın. Oysa hayattan aldığım her darbede çevireceğim acil numaram, en yakın dostum, sevgilim, hayat arkadaşım olduğunu sanmıştım.

Şimdi yaşamak için yeni sebepler arıyorsundur kendine ve her gece başını yastığa koyduğun anda benden kalan parçaları içindeki ateşle yakıp uyuyorsundur. Tanırım seni! Yüreğini yeni bir yüreğe açman biraz süre alır ama hayat devam ediyor mantığınla bunu da aşarsın!

Doğruların- hani şu asla, ne pahasına olursa olsun değiştiremeyeceğin doğruların-bir gün hangi kadının el değmesiyle doğru olmaktan çıkar işte onu bilmiyorum..

Ben senden gittim; hemde telefonun diğer ucundaki suskunluğuna bağırıp çağırıp ağlarken

Ve şimdi…
Unuttum seni demek için çok erken belki de çok geç!

Vakit ayrılık vaktiydi; bitti

Senin için tüm iyi dileklerim, yüreğimin ta derinlerinden sesleniyor:

Mutlu ve sağlıklı yaşa. .

(Alıntıdır)..

21 Oca 2008

Ders:Sobe / Konu:Yapmak zorunda olduğumuz halde yapmadığımız kolay işler !!

Bu sefer ki sobelenmemin konusu ''yapmak zorunda olduğumuz halde yapmadığımız kolay işler''..Berrin'cim çok mu düşünülmüş bu,kendimi lisede kompozisyon sınavına girer gibi hissettim:))Gerçi hep yüksek notlar çekerdim amma:)))
Yemek yapmaktan başlayayım o halde,aslında yapmam gerekir ama ben yemek yapmıyorum.Oysa ki çoğu sebze yemeğinin yapılışındaki temel hep aynı,soğan,yağ,baharatlar ve sebze:))Ki bayan olarakta bu işten zevk almam gerektiği düşünülürse,hem yapmak zorunda olduğum hem yapmadığım hem de tembel olduğum sonucu çıkıyor ortaya..Hemen tembellikten üşengeçliğe geçiyorum ve konumuza şöyle bir örnek veriyorum..Çay-kahve canım istedi değil mi?Önce odada bulunan kişilere teker teker içip içmediklerini sorarım ve içimden içmeleri için dua ederim,sonra evet cevabı alırsam kalkar hemen yaparım,almazsam bende içmem ve oturmaya devam ederim:))Kısaca sadece kendim için mutfağa gidip birşey hazırlamaya müthiş derecede üşeniyorum ve genel olarakta bu kolay işi yapmıyorum.Başka neler olabilir bir düşünelim...
Sabahları giyinip,yürüyüşe çıkmak..Dikkat ederseniz benim sorunum sabah kalkmak değil!!Üzerimi giyinmek!!Yani eşofmanları üzerime giydim mi olay biter ama sıcacık yataktan çıktığımda buna müthiş derecede üşeniyorum..Berrin'cim keşke bana soru olarak üşendiğim şeyleri sorsaydın çünkü benim problemim üşenme temelli:))
Sanıyorum bu kadar yeterli,şimdi acaba ben kimi sobelesem,Enes'cim oralarda mısın?Anlat bakalım yapmak zorunda olduğun ama yapmadığın işler neler..Kolay gelsin..
Berrin'cim teşekkürler..

7 Oca 2008

Bir şeyler karalayayım dedim...

Hayata renk katmak ya da hayatını kendi çemberin dahilinde monotonluktan kurtarmak nasıl bir şeydir?Kolay mıdır?Mümkün müdür?

Hayat monoton olmasa dahi arada biraz kırmızı,biraz yeşil,biraz turuncu boyamak eğlenceli olabilir gibi..Nasıl olduğu sizin hayal gücünüze ve yaratıcılığınıza bağlı,bir de msn listenizde sizin kopyanız,eğlence de;gülme de ve neşe de ikiziniz olan bir adet arkadaşa sahipseniz oldu bu iş:)Artık ev sohbetleri,gidip gelmeler,günler,börekler-çörekler olayını aştık biz ya da henüz yaşımız müsait değil bu tarz şeylere..Biz internet yoluyla kahve içebilen nesilin evlatlarıyız:)))En azından net bağlantımız olduğu müddetçe..

Sabahları kalktığımda günaydın diyebilmek ve gece yatarken iyi geceler demek için tuşlara dokunduğum,gün içerisinde neredeyse her türlü şeyi paylaştığım(yemek,giyecek,dışarıya çıkışımız vs) ruh ikizim olması benim hayatımın renklerini oluşturuyor.Blogum ile ilgilenmek ve takip ettiğim blogların yazılarını okumak gerekirse yorum yapmak ayrı bir keyif..Akşamları ise seçtiğim müzikleri winamptan dinleyerek sohbet,çay-kahve,inceleme,araştırma ve arada tv derken gün bitiyor..Oğluşuma gelince bunların hepsini yaparken kendisi de eksik kalmıyor,beraberiz paşamla:)

Mutluyum ve çevremdeki insanları,herşeyden önce oğlumu da mutlu ettiğime inanıyorum,varsa şikayeti olan çıksın meydana:)))

Blog müziğimi de Kıraç-Yıldızlar da kayar olarak değiştirdim,her ne kadar Bülent Ersoy tarzı giriş yapmış olsa da,hoşuma gitti,biraz onunla demleneyim blog evime geldikçe.. Herkeslere bol neşeli muhabbetler...