25 May 2011

Bazen...

‎Ve ßazen
...
nefes almayı unutmak qerekiyor dakikalarca,
derin ßir uykuya dalıp qözlerini sımsıkı yummak,
farkında olmadan her iç çekişinde alaycı ßir qülümseme takınmak,
sonra da qözlerini hafif hafif aralamaya çalışarak hayata fiyakalı ßir selam çakmak...


26 Şub 2011

Nerede Kalmıştık?

Ne diyordum en son...Öyle işte,hayat bildiğiniz gibi devam ediyor.Bazen biraz bu dakikada duraklayalım diyorum ama bana mısın demiyor.Bende bir omuz silkip dönüyorum arkamı...
Uzun zaman olmuş bu sınırlarda dolanmayalı,'neler yaptım neler' desem de anlatacak pek fazla birşey yok sanırım;köklü bir değişim olarak kabul edersek geçtiğimiz hafta saçlarımı boyattım.Çevremde bulunanlar bilir ki bu durum benim için dönüm noktası gibi bir şey =) Senelerdir sarı saç kullandığım,arada farklı renkler denediysem de 1 hafta sonrasında yine sarıya döndüğüm için olsa gerek farklı bir ton kullanmak benim için bihayli zor.Gerçi şuan 1 haftayı dolduruyorum,sadece bir günüm kaldı ve karamel rengi boyattığım saç rengimden pek memnunum.Hatta sarı saçtan soğudum(bu kısmı abarttım sanıyorum) ;)
Bunun dışında iş hayatım devam ediyor,bir aydır aramızda olan yeni ofis arkadaşımla birlikte oldukça güzel devam ettiriyoruz günlerimizi.Evlerimizden çok ofiste zaman geçirdiğimizi düşünürsek bunun ne kadar önemli olduğunu anlarız.Sabah günaydınla başlayan ve akşam yorgunluk arkası yatağa gidiyormuşçasına denilen iyi akşamlara kadar kâh gülüp kâh sinirleniyoruz.

Kısa kısa şimdilik bu kadar.
Ofisteyim ve sadece pazarın yetmediği düşüncesi bedenimi sarmış durumda.
Mod: sınırda nefes alıyorum ;)
Mutlu haftasonları...

5 Ara 2010

Arabesk günler :)

''O gidişin zoruma gitti bilmiyorum kavuşmamız ne zamannnnn'' :))))
Taktım bu parçaya son iki gündür.Hiç tarzım olmasa da Ahmet Şeker-Serdar Ortaç düeti çok hoşuma gitti.Facebook sayfamda da paylaştım ve bugün uyandığımdan beri kaç defa dinledim bilemiyorum.

Yoğun ve sancılı diyebileceğim bir haftadan sonra bugünü kışın gelmesiyle karşılaşamak inanılmaz mutlu etti beni.Hafta aslında pek te yoğun sayılmazdı ama ben salaş davrandığımdan işlerimi cumartesi toparlamakta zorlandım diyebilirim.Dün yapmam gereken maaş hesaplamalarım da haliyle haftaiçine sarktı,asıl yoğunluk yarın başlayacak yani...Perşembe günü yediğim bir yemekten ötürü hafif dereceli besin zehirlenmesi yaşadım.Akşam üzeri başlayan mide kramplarım cuma günü baya şiddetlendi.''Tamam ofiste kalırım ama hiçbişey yapamam'' dedim ve o günü o şekilde nazlana nazlana bitirdim.Şimdi anlatınca kolay geliyor gerçi ama yaşarken baya zordu benim için.Tek olduğumdan dolayı da ofisi bırakmak istemedim açıkçası,yoksa eve gidebilme iznim vardı.Sorumluluk bilinci böyle birşey olsa gerek :) Tamamen üzerimden atmış olmasam da şuan çok daha iyiyim.
Bugün kuaförüme gidip boyamı yaptıracağım ve sonrasında da Nunu'yla önümüzde ki hafta yapacağım Eskişehir gezisi için bikaç hediye bakacağız.Cumartesi ve pazarı Es Es'te kuzenle geçireceğim,hem keyifli hem de iş ortamından biraz da olsa uzak kalacağımdan dinlendirici olacak diye düşünüyorum.
Bunlar dışında dolu dolu diyebileceğim,her santiminden keyif aldığım rayında giden hayatımdan hoşnutum.Aslında %80 civarını işim oluşturuyor ama şikayetçi değilim.
Devammm...
Mutlu Pazarlar...

14 Kas 2010

TORİUM-SAW VII-RUH HALİM

Dün yoğun bir haftayı geride bırakırken bir yandan işleri toparlamaya çalışıyordum bir yandan da akşam gideceğim filmin merakını yaşıyordum.Mekan olarak Torium'u seçmiştik ve yeni açılan bir alışveriş merkezi olduğundan orayı keşfetmenin de merakı vardı içimde.Derken saat geldi çattı ve 7 suları buluştuk arkadaşımla Torium'da.Biraz Forum,biraz İstinye Park kokusu burnuma geldiyse de,dizaynını oldukça beğendiğim bir merkez oldu.Özellikle snowboard ve mini lunapark dediğim eğlence kısmı beni cezbetti.Sinema salonuna gelirsek,testere gibi bir filmde uykumun gelmesi koltuklarının ne denli rahat olduğunu açıklar mı bilmem:)Gerçi bu hafta olan yoğunluğun ve mesailerin de katkısı yok değil :) Testere bile pert olmuş ruh halimi canlandırmadı yani :))))))Arabadan inerken arkadaşımı ne öpmüşüm ne de suratına bakmışım!Bunu eve gelip yatağa girdiğimde farkettim ama msj atmak için bile elimi kımıldatamadım.Bugün bişeyler içelim diye buluştuğumuzda geçti durumun dialogu,o da oldukça şaşırmış bu kız neden böyle yaptı diye:)Allahtan nazımı,kaprisimi;her türlü ruh halimi itinayla çeken biri,bu akşam ki mızmızlanmalarıma rağmen yine of demedi :) Elbet birgün patlayacaktır,bakalım hangi gün :)))
Filme gelirsek,bildiğimiz testere serisi çizgisinin dışında bir atraksiyonu yok;3d dışında...Sürükleyici,keyifli,izlenesi bir film olduğunu düşünüyorum.John'a karşı sempati duyduğumu da belirtmek isterim!Seçtiği kişilerin etraflarına verdikleri zarardan ya da yapmış oldukları yanlışlardan dolayı olması belki de bende sempati uyandıran...Yani ne var canım,adam öldürüyorsa sebebi var :P Ayrıca bunu oldukça akıllıca yapıyor :) Şaka tabii ki,kısaca tavsiye edeceğim ve gerilim tutkunlarına mutlaka izleyin diyebileceğim bir film Saw VII...

10 Kas 2010

Sabahın sıradan sayılmayacak ilk qünaydını :)

''Garip denilebilecek bir rüya gördüm,bilmem sana daha önce söylemiş miydim;ne zaman olduğunu hatırlamıyorum ama birgün senin öldüğünü düşünmüştüm ve o gün inanılmaz üzülmüştüm o düşünceyle...Dün gece de rüyamda öldün,bloguna yazmışsın tuhaf bir yazı ile ve bir daha da yazmadın oraya...İşin garibi herkes var Ali,Özgür,Zerrin abla vs...gece vakti öğreniyorum ve hayat duruyor sanki benim için:/Tek tük insanların olduğu bir cadde de karanlıkta eve yürüyorum,sabah uyandığımda boynumu
çeviremiyordum,kasılmışım sanırım.Minübüste düşündüğümde bile burnum sızladı.Tuhaf oldum yani...

Gerçi ömrünün uzadığına delalet hahahaha başımdasın yani ama etkilendim işte hh,işin komik kısmı diyorum ki yanımdakilerden birine;''ya bana ben ölürsem bloguma yazarsın demişti ama ben şifresini bilmiyorum ki'' hahahahahahaha :)))

Günaydın hatuncum günaydınn :)''
08.05

Günlük rutin maillerimizin ilki günaydın ile başlıyor hep.Ya kıyafet konusu ya da günlük plan kısmı ile ilk maili doldurup,eğer hatun evdeyse tüm günü saran bir mail trafiği yaşıyoruz aramızda.Bugün sabah sabah gönderdiğim ilk mail ve maile giriş kısmım oldukça karartıcı gibi gözükse de,sonunda O'nun güleceğini biliyorum :)

Tüm şehre qünaydınn :)

7 Kas 2010

Dünya durdu ve ben etrafında döndüm

Dünyanın durduğu ve benim etrafında dönmeye başladığım günü saat 01.00 civarında kapattım dün...Taksim/Nevizade'ye gitmeyeli uzun zaman olmuş ve oldukça dinlendirici bulduğum o kalabalığa karışıp huzuru yakalamayalı da;özlemişim.

Sohbetin dibine vurduğumuz ve muzipliği tavan yaptırdığımız gece de bir olay beni tamamen kahkaya boğdu;Nevizade'den sonra bir yerde midye tava ve kokoreç atıp oradan da İstiklal'e çıkarak yürümeye başladık.Sağa sola takıla takıla devam ederken bir mağazanın camında kocaman Kıvanç Tatlıtuğ resmi gördük ve yanında 3-4 30 yaşlı kadın...Canlı gibi duran resmin yanında durup poz çektiriyorlar ve bir yandan da kahkahalarla gülüyorlardı :) Zaten fotoğraf tutkusu olan ben,''bende istiyorummm donjuan'' dedim :) Ciddi olamazsın,gayet ciddiyim dialoglarından sonra soluğu orada aldık :) Onlar çektikleri fotoğrafa bakarken bende pozumu veriyordum ve işaret parmağımı Kıvanç'ın dudaklarına koymuştum,o esnada hatunlardan bir alkış koptu :))))))))) Beni oldukça cesaretli bulmuşlar ve '' vayyyy wooowww erkek arkadaşına çektiriyor hem de '' sesleri hahahahaha :))))Kahkahayı bastıqım an o andır :) Zaten durumum iyiyken,o durumla karşılaşınca da ''işte özgür kadın'' havasına girmem zor olmadı :) Özgür havam ta ki arabaya binene kadar devam etti,üzerine espriler konuşmalar,gülmeler derken...Pat!Donjuan fotoğrafı bulanık çekmiş,bu defa da kahkaha sırası ondaydı ama ben gayet ciddiydim :) Sanki çok büyük bir hataymış gibi bir de tribe bağladım olayı,hadi gidelim tekrar çekelim diyor yok diyorum hahahaha :) Amannn ne çocukluk...

Sisten dolayı annemin ''yavaş kullansın donjuan'' sözlerine inat kısa sürede kapıda oldum :) keyifliydi çok keyifli...

3 Kas 2010

9'dan geriye saydım ve...

Tamam kabul ediyorum,normal şartlarda aklım bir karış havada ama son 24 saattir kendimdeysem ve buna rağmen çok güzel hareketlerdeysem ne var bunda :) Yani dün,aniden günüme sinema bileti düştüyse dost aracılığıyla ve bu bilet olayından ötürü ben baya baya mutlu olduysam;hatta mutluluğun ötesinde günü kapsayacak bir bulut hakim olduysa...Şimdi farkına vardım,gayet iyiyim :)

Immm ne diyordum tır yolculuğu.Fena bir fikir gibi durmuyor!Pembe ve mor karışımı enteresan çizgiler ile tasarlanmış bir dış yüzey hayal ediyorum :) Çok mu uçuk oldu bilemedim ama hayallerin sınırı yoktur (hıh) ve ayakları yere sağlam basan hayallerim var,şimdilik:)


Eğer;
"9" canli olsaydin ßile,en fazla "8" kez kaçabilirdin ölümden...Bil ki "7" düvele sultan olsan dahi yerin "6" mekan olacak sana...En fazla "5" metre kumas götürebileceksin...Kapatacaksin "4"açsanda gözünü...Bu dünya "3" günlük dünya...Azrailin yaninda "2" kat olup yalvarsanda nafile...Elbet "1" gün öleceksin...Iste o qün hersey 0'dan ßasliyacak :))))))


Biri bana sinirlendiğinde 9'dan geriye say demişti,işte saydım ama sinirli değilim:)Sadece biraz....Immm biraz...Sadece bu işte...

1 Kas 2010

Eclipse

Vampirlerle kurtları bir araya getiren,duygusallığın yine dorukta yaşandığı,Bella'ya olabildiğince şaşırdığım ve sonunun bu şekilde noktalanmasından ötürü hayal kırıklığına uğradığım bir film izledim bu akşam... Eğer devamı niteliğinde bir film daha çıkarsa muhakkak sinemada izleyeceğim ve Jacob'un esmerliğine inat hala Edward diyorum.Vampir ama romantik:)
Görsel şenlik diye nitelendirebileceğim 5-10 dakikalık savaş sahnesi dışında ise bir sahne bulamadım ben...
Diğer ikisine nazaran daha alt beğeni duyduğum ama yine de izlenmeli dediğim bir film oldu Tutulma...