Her gün aynı sokaktan geçmeyi tek yol bulmak,başka yolları akıl sınırlarında dolaştırmamak gibi birşey alışkanlık.Özellikle ikili hayatların çelişkisini yaratan,üzen,sorulara boğan bir bilinmeyenli denklem.Hep isteriz ki birşeyler ilk halini korusun,ilklerde davrandığı gibi davransın yaşamımız bize,aynı hoşgörüyü,aynı düşünceli hali,nazikliği göstersin hep.Oysa zamanın ve şartların değiştiğini,büyüdüğümüzü ve olaylarımızın da bizimle beraber büyüdüğünü hesaba katmayız hiç.Bir de oturur kara kara düşünürüz,''neden böyle?'' diye..Oysa o kadar doğaldır ki artık neden dediğimiz,kuşkulandığımız,kafaya taktığımız o ufacık noktalar,boşyere ömrümüzün kalan zamanından çaldığımızı bilmez,dövünür dururuz.Özel şeyleri özel yapan ilk halleri olduğunu savunuyorum artık,aynı yemeği defalarca yediğinde aldığın mutluluk nasıl aynı olmuyorsa,ilk yediğinde aldığın mutlulukta sonrakilerden kat kat farklı oluyor.İşte hepsi bu...
Şu bizi yıpratan,sinir bozan duygusal alışkanlıkları rafa kaldırmanın vakti geldi artık;diyorum ki bu yazı ile bişeylerin farkında olalım,zaman geçiyor ve her kalan dakikada aradığımız mutluluğu kendimiz yaratalım.Ve yolun başındakiler;alışkanlığa alışmamaya alışın henüz başındayken,daha sonra vazgeçme kararı alana kadar ki süreç engebeli oluyor.
Sevgiler...
(Öykü Atölyesi'nin kelime oyunları için yazılmıştır).













