11 Kas 2007

KARA DUTUM;ÇATALKARAM...

KARA DUTUM, ÇATALKARAM, ÇİNGENEM,NARTANEM, NURTANEM, BİRTANEM.AĞAÇ İSEM; DALIMSIN SALKIMSAÇAK,PETEK İSEM ;BALIMSIN AGULU.GÜNAHIMSIN,VEBALİMSİN,SEVABIMSIN.KADINIM, KISRAĞIM ,KARIMSIN....
Neden KARADUTUM diye başlamıştı ? Çünkü karadut sevdaya adanmıştı.Hem de ölümüne sevdalara....Bu sevda Yunan Mitolojisinde şöyle anlatılmıştı yüzyıllar önce :

Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe ,delikanlının ki ise Piremus idi. Bunlar yanyana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı ask beslerlerdi. Fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. İki evin arasında gizli bir çatlak vardı aileleri bunu bilmezler onlarda geceleri burda bulusur o aradan birbirlerine seslerini duyurur aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe ağaca Piremus dan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bi mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü. O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe'nin esarpını parçalıyordu. O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı. Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vucudu yerdeydi ve elinde Tispe'nin düsürdüğü eşarpını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama esarpı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı. Bir an ve mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmisti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus askı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünnmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremus'un bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu ciftin üstünde duran agacı bunların askına adadılar. Piremus'un kanını bu ağacın meyvelerine, Tispe'nin gözyaslarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini, (Piremus'un kan lekesini), dut ağacının yaprakları, (Tispe'nin gözyasları) temizler.. Bilirmisiniz dut agacının meyvesinin lekesi çıkmaz ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz
...

2 Kas 2007

İçimden...Öylesine...




Merhaba Dost,çok sancılı bir dönemde öyle bakınırken pat! bir baktım ki karşımdasın.Sohbet muhabbet derken msn sohbetleri..Derken geceleri gündüzleri hep beraber..Ve derken bir bakmışım yanı başımdasın sanki..Farkında olmadan öyle çok şey anlatmışım ki bana dair sana ve öyle çok şey paylaşmışım ki o'na dair..Konuştuğumuz konular kelime kelime aklımda,sadece avatarından yansıttığın sıcaklığın anbean yüreğimde ve kikir kikir kikirdediğimiz o dakikalar hala dudağımda tebessüm halinde her düşündüğümde..Ne diyeyim seni çok benimsedim Dost ve seni çok seviyorum..Kaç kez görüştük ve bundan da önemlisi kaç kelime edebildik yüzyüze?Hmmm 1 defa görüştük sadece ve 3 saat beraber olabildik aynı mekan içerisinde..Sonrası km ler..Ne kaybetmişiz?Hiçbirşey..Ya ne kazanmışız?Ben kendi adıma,sadece güldüğümde yanımda olmayan her halimde beni anlayabilen,gerektiğinde danışabildiğim,gerektiğinde ağlayabildiğim,gerektiğinde kahkahalara boğulabildiğim bir ARKADAŞ,bİr DOST,bir ABLA kazanmışım..İyi ki varsın Berrin..