28 Eyl 2008

Önüm arkam sağım solum SO-BE : )

Bulut'tan ve Tuğba'dan bana bir sobe gelmiş,bende keyifli bir pazar gününde severek cevaplıyorum.
İsim:Aylin
Nerelisiniz:İstanbul(anne-babaya gidersem Trakya ve Eskişehir diye uzanırım).
Yaşadığınız Yer:Öyle bir yerdeyim ki,ne karanfil ne kurbağa...
Mesleğiniz:Miniğimin annesiyim:)İkinci çocukta terfi edeceğim sanırım:)
Hobileriniz:Müzik dinlemek,dans etmek,kitap okumak ve sonunda kendimce yorumlamak.Evede film keyfi yapmak ve her daim yorulmadan dolaşmak...
Kaç çocuğunuz var:Gece yatmaz gündüz kalkmaz bir oğlum var:)
En sevdiğiniz yemek:Barbunya,bamya,karnıyarık...
Sevdiğiniz müzik:Ayrımım yok ama beni dinlendiren ve mutlu eden slow ya da hareketli her parçayı dinlerim.
Nerelere gitmekten hoşlanırsın:O an ki ruh halim beni nerede rahat hisettirecekse oraya gitmekten;bazen bar olabilir bazen yürüyüş yapabileceğim herhangi bir sokak...

Bende bu sobeyi La Dolce Vita isimli bloga sevgili Nily'e paslıyorum...
Sevgilerimle...

24 Eyl 2008

Kelime Oyunları/Aldatmak...

Belki çok hoş olmayacak şuan burada anlatığım ama yine de içimde tutmamın bir anlamı olacağını artık düşünmüyorum.Dahası birileriyle paylaşmanın üstümde ki yükü de kaldıracağından eminim.
Ne zamandır o'na sahip olmak istiyordum ve aslında bunun içinde oldukça çaba sarfetmeyi göze almıştım.Ona yakın biri ile gidip konuşmuş ve herşeyi ayarlamıştım.Günler geçiyordu,eşim o dönem askerdeydi ve planlarımdan tam olarak tabii ki haberdar değildi...
En sonunda yüzyüze gelmiştik,ilk karşılaştığımızda baya bir zorlandım yaparken.Akşamında ise heryerim ağrıyordu.Ertesi gün ve ondan sonraki gün sürekli buluşmaya ve yaklaşık 2 saatimi ona ayırmaya devam ettim.Her geçen gün alışıyordum O'na ve artık ağrılarım da geçmeye başlamıştı.Tam 1 ay devam etti buluşmamız.1. ayın sonunda ise tam olmasa da istediğime kavuşmuştum artık,ne var ki ayrılmak durumunda kaldım,eşim geliyordu ve farklı planlarımız vardı.Elde ettiğim şeyi koruyacağıma kendime söz vermiştim ama ne yazık ki ondan ayrıldığım kısa süre içinde bişey olmaz diyerek kendimi gün be gün kandırmaya başladım.Her gün biraz daha biraz daha ve biraz daha derken,çikolata;hamburger,kızartmalar,fast foodlar ile zayıf kalabileceğim konusunda kendimi ALDATTIM:))
Şuan her gün gittiğim spor salonu ile tekrardan buluşmaya başlama aşamasındayım ve bu defa hem sporu bırakmaya hem de kendimi ALDATMAYA hiç niyetim yok!

(Öykü Atölyesi Kelime Oyunları için yazılmıştır.)

13 Eyl 2008

Beklerken yakılan kibrit çöpleri...

Her zaman ki gibi gözlerini gökyüzüne dikmiş bekliyordu bir çift yağmur damlasını.Sokak lambalarının sarmaladığı ışıklarda görecekti yere düşüşünü ve bundan kendine mutluluk çıkartacaktı.Elektriklerin kesik olmasına ilk defa aldırmıyordu,hayal kuruyordu karanlığa kibrit çakarak.Her kibritinde ayrı bir dünyada buluyordu kendini ve alevin bitmesiyle bulunduğu dünyanın kapısını kapatıp başka bir kibritle diğerine açıyordu gizem kokulu kapılarını.Bir de vanilyalı mumu vardı,yakıyordu onu da.Odanın aydınlanması değildi de amacı,vanilya kokusunu içine çekebilmek ve hayallerine sindirebilmekti keyifle.Tekrar baktı gökyüzüne,bu gecede yağmayacaktı anlaşılan.''Olsun beklenen gelecekse,beklemeye değer'' dedi kendi kendine.Beklemekten mutluydu,her şeyden kendine mutlu bir pay çıkartmakta da üstüne yoktu.
Durağının beklenenini beklemekten de kendine en büyük payı çıkardı yine,son defa mumunu kokladı ve bir üfleyişte söndürdü.
Kapadı gözlerini.
Geceye nokta yerine virgül koymak istedi bu defa,durağından hayallerine bir yol seçti.
Takip etti.
(Öykü Atölyesi'nin Fotoğrafın Dili ve Kelime Oyunları için yazılmıştır.)

11 Eyl 2008

Ev yaşamında hoşlanmadığımız durumlar/Mim konusu...

Ev yaşamında nefret ettiğimiz,hoşlanmadığımız şeyler konusunda sobelemiş Nily beni.Eğer derli toplu,düzenli,temizliği deli olacak şekilde seven biriyseniz illa ki bir çok madde sıralanacaktır bu konuda.Benim maddelerime gelelim;
*Mutfakta 7/24 dağınık tezgah olması ve makinaya yerleştirilmemiş/yıkanmamış bulaşık görüntüsü
*Banyodan çıkıldığında yaratılan ıslaklık ve o ıslak ayaklar ile yatak odasına yönelinmesi!!*Havluların,üstümüzden çıkan eşyaların dağınık bırakılması!
*Üstümüzden çıkan kirli giysiyi olduğu yerde bırakılması
*Boşalmış bardakların ya da tabakların oturulan odada oraya buraya bırakılması,mutfağa götürülmemesi
*Mutfakta açılan yiyeceklerin ambalajının ortada bırakılması,halbuki bir çöp kutumuz var!
*Ayakkabı ve terliklerin yerde yarattığı kalabalık görüntü
..........
Gibi madde madde uzar gider bu liste.Bunlar ilk aklıma gelenler,bazılarına kendimce çözüm bulsam da bulamadıklarım daha çok.Biraz daha zamana ve dahiyane fikirlere ihtiyaçları var o kadar:)Bende banadair_Berrin'i sobeleyeyim bakalım evde nelerden hoşlanmıyormuş. Nily çok teşekkür ediyorum,yazmak keyifli oldu.Sevgiler....

8 Eyl 2008

Zaman...


Yolu beraber katettik derken,bir müddet sonra yollarının ayrı yönlere dağılacağından habersizdi.En çokta seçmek gibi zor bir görevin kendisine verileceğinden bihaber,beraber olmanın verdiği sevinçle devam ediyordu yürümeye.Birbirine durmaksızın eklenen günlerin devamında gelen bir gün,farkında olmadığı şeylerle yüzyüze geldi.Şimdi bir seçim yapma zamanıydı ve yapacağı seçim belliydi.İstemeyerek birşeyleri uzatmalıydı ve aslında buna mecbur olduğunu düşünüyordu.Bu şekilde bakınca da zaten seçimi kendisinin değil de,zamanın yaptığının farkına vardı.Akışına bıraktı konuşmadan...Durumu kontrolu altına almış zaman ise,Marla'nın hiç istemediği yolda ilerlemeye zaten başlamıştı.
İlkinde bir heyecandı.
ikincisinde bir zorlama ile atılmış adım...
Üçüncüsünde inanmıştı ve akabinde inanmakla gelen güzel bir başarıydı.
Dördüncüsü olacak mı bilmiyordu ve olmasını isteyip istemediğini de.
Tam da söylediği sözlerin ''söyledim,yapmış kadar oldum'' cümlesine eşit olmadığını düşündüğü anda,zamanın araya girmesi ikilem yaratmıştı.
Şimdi tek istediği uyumadan yeni aldığı kitaba giriş yapmak ve kendine bu kitapla yeni bir dünya kurmaktı.
Gerisine her zaman olduğu gibi ZAMAN karar verecekti...