31 Tem 2008

Saat 04.39...Artık Gitmen lazım...


Havada bir başıboşluk kokusu mu var?
Bir yanlızlık mı esiyor ve bir düşünce bulutu ile mi örtülmüş her yer?
Adım atsam ayak izim çıkar mı?
Gittiğim yer belli olur mu?
Gölgesinden çıkamadığım bu depresif günler,hayatımın bir tuzağı mı?
Gel gitler yaşanır hep,yaşarım.
Ama gelipte uzun süre misafir ettiğim olmamıştı böylesine.
Açık açık git diyorum,doğru da olsan yalan da olsan GİT!
Artık kalmanı istemiyorum.
İstediğim sadece aklımın oyunlarını kapatıp bir de reset atmak ve belki de bir daha hiç açmamak...

23 Tem 2008

O'na dair/Ankara/ Minik Fok...

Bu gece bir başkayım nedense,şöyle biramıda alıp kafayı çekesim var ve sonrasında hiçbirşey düşünmeyecek şekilde uyuyasım yatakta.Öyle bakarken müzik eşliğinde yazıları gördüm O'na dair ve yaşanılmış 1 hafta aklımdan geçti birden.Ne kadar çok şey paylaşmışım ve ne kadar çok eğlenmişim,gülmüşüm.Şimdi özlediğimi hissettim,bir de doğum günümde yazdığın yazıyı da okuyunca...Yanımda olsan sadece sarılırdım...
Minik fokunun doğum günü ayın 24'ü...Diliyorum ki herşey gönlünce olsun,yeni yaşı yeni hayatıyla beraber en güzel şeyleri getirsin minik yüreğine.Ve annesi gibi olsun ilerde...Kalbi yüzü gibi güzel,güçlü,eğlenceli,paylaşmayı bilen ve aklı başında bir çılgın olsun;sevecen olsun.Bir gülüşü ile kendine bağlasın insanları...
Minik fok doğum günün kutlu olsun,nice mutlu yıllara...

17 Tem 2008

Kelime Oyunları/Renkler


Öyle bir düştü ki gördüğüm,yatmadan önceki son sözlerime bakılırsa biraz karışık ve biraz da beklenenden uzaktı.Mavi renkti,taş vardı,etraf siyahtı,sen vardın,ben vardım bir de yanımızda olmayan diğerleri.Çok çabaladık ama çabalayışımız bir kaçış gibiydi sanki.Başardık mı başaramadık mı hatırlayamıyorum,günün ışımasına cevap verdim çünkü.Yatağımda doğruldum,terliklerimi giydim ve 5 dakika sonra yine geri döndüm,içimde duyduğum her yarım kalan rüyamın devamını görme isteği gibi aynı istekle.Ama hepsinde de olduğu gibi göremedim.Amacımızı unuttum,neredeydik betimleyemedim ve renkleri aklıma bir türlü getiremedim.Şimdi sadece bir odadaydım ve rengim perdenin koyuluğundan kaynaklı kahverengiydi.Oysa bu şehirde yaşattığım renkler hep canlı,allı morlu,koşan,kıpırdayan,yerinde duramayan...
Gözümü kapattım ve yeniden açtım umutla.Renk yine de aynı.Dışarıya baktım hava kapalı ve yağmurlu,derin bir nefes aldım ve tekrar yattım.
Bu defa rengimi tutturamadım.

Olasılık ve denklemle karışık...


Bir güneşim bir yağmur bu şehirde,bir geceyim bir gündüz.Hangisi tercihim bilemedim,yağmuru severim ama bu aralar geceyi kendimle özdeşleştiremedim.Şuan içim gülümsüyor bana,halbuki 1 saat önce zırıl zırıldı,çığlık çığlığa.Bu değişiklik bu dengesizlik nedendir bilmem,uzun bir yolda nereye gittiğini bilmeden koşmak gibi ve nereye koştuğunu bilmemenin verdiği hazla sanki aynı eşitlikte bir denklem.Mutlu olabilmek ve devam ettirebilmek ise olasılık problemi kıvamında..Oysa ki anlamam ne olasılıktan ne de denklemden,şimdi gelişine vuruyorum topa,nereye gittiğini de önemsemeden...

15 Tem 2008

Fotoğrafın Dili/Zincir

Umutsuz olduğun zaman dersin ki keşke...Her defasında da dediğin tek şey bu olur.Hiç iyi ki demezsin ve hiç ileriyi düşünemezsin.Uykuya dalamazsın,yatamazsın,gözlerini kapatsan da kurtulamazsın.Bir zinciri var bu olumsuzluğun,sen onu kıramazsın.Seni saran bu bağdan kurtulamazsın.
Umutsuz olduğun zaman dersin ki neden?Cevap veremezsin bir türlü,aksine tam bir soru yığınında bulursun kendini ve cevapları sende olmayan.Öyle bir zinciri vardır ki bu soruların,sonunu hiç bulamazsın.Seni saran bu halkadan çırpınsanda kurtulamazsın.
(Bu yazı Öykü Atölyesi'nin Fotoğrafın Dili çalışması için yazılmıştır).