7 Ağu 2009

Yazgülü Aldoğan/KİRALIK ADAM

''Bir kadınla erkeğin birbirini anlaması,birbirini istemesi,birbiriyle anlaşması,birbirlerini çok seviyor olsalar bile neden bu kadar zor?'' diye düşündü Hayal.Evet,Uğur'u seviyordu,onunla sevişmekten zevk alıyordu ama niye her sevişmelerinde sorun çıkıyordu?Birbirlerini bu kadar sever ve vazgeçemezken neden yatakta da,hayatta da anlaşamıyorlardı?Uğur ve Hayal mi anlaşamıyordu,yoksa ta başından beri Adem'le Havva da mı anlaşamamıştı?
demiş,Yazgülü Aldoğan...

O kadar sıradışı bir başlangıç ve o kadar büyüleyici,çilek kokulu bir aşk ilişkisi ki,insan okurken sadece ''yaşamalıyım'' diyebiliyor.Gülüyor,eğleniyor,istiyor,kokusunu içine çekiyor aşkın her satırında.Hayal ve Gerçek'in tam ortasında gidip geliyor ve kapanışı Gerçek'le yapmak zorunda kalıyor ama hayat bunu istiyor diye değil,Hayal bunu istiyor diye...
Gözlerimin dolu dolu olduğu,boğazımın düğümlendiği kitapları seviyorum da,Kiralık Adam biraz daha etkiledi beni sanki.Kapağa bakıldığında dans okulu içerikli ya da anlamlandırılamayan karmaşık bir içerik geliyor akla belki de.Oysa Kiralık Adam,gerçekten de kiralık.Bir refakatçi,eski bir bankacı ve hatta terapist en yumuşatılmış isimlendirilmeyle!Ve aşık olunası ve yaşanılası...
Kitabı okurken en sevdiğim kısımdan bir alıntı yapmak istedim yazım için;
...''Seni görmek istedim evet'',dedi Hayal,belli belirsiz bir sesle.''Ama gecenin bu saatinde böyle aniden mi,hazırlıksız?''
''Neye hazırlanmak gerekiyor?''dedi Uğur,iplerin elinde olduğunu hissetmişti.''Beni görmek istediğine göre hazırsın demektir.Aşka hazırlanmak gerekmiyor.''

Tüm beğenimle tavsiye ettiğim kitaplardan biri daha Kiralık Adam...

5 Ağu 2009

Başlıksız bu defa...

Adın yağmur damlalarının bende ki ismine denkti ve sen herşeyden bihaber uyuyordun belki de şu sıra.Dokunmak isteyipte dokunamamanın verdiği huzursuzlukla,tanımadık bir tenin biçimlendirmesini yapmaya çalışırken buluyorum kendimi ve peşin sıra hükümler giydiriyorum en olmadık kişilere ve alakasızlar da aynı zamanda kurguladığım zamanla...
Tüm çıkmazlar bir delik bulup sana çıkmaya çalışırken,ben hepsini gerçeklerimle kapamaya çalışıyorum.Yalan söyledim şuan...Kapamak aklımın ucundan bile geçmezken,tüm kurallara inat seni yaşamaya devam ediyorum.
Ve sensiz,ve sesini duymadan,ve görmeden ve...ve...
Seni sensiz yaşamaya çalışırken o kadar çok ''ve'' ekleyebilirim ki...

(03.08.09/23.50)

......

Birbirine çok ta muntazam dizilmemiş taşların döşendiği bir caddenin ortasında oturuyorum,elimde renkli tebeşirlerim ve ne çizeceğimi kestiremeden görüntü kirliliği yaratıyorum,var olanı yetmezmiş gibi.Seni hissediyorum her renkte ve her renge anlamlar yüklüyorum.
Sarı,sensin...
Pembe,yine sen...
Mor,düşünüyorum da o da sana çıkıyor...
Sen hangi anlamdasın peki?
Bakıyorum şöyle bir zihnimdekine,sende var olmayan tüm anlamları aslında ben sana yüklemişim ve onları senden alınca,sen aslında sadece isminden ibaretmişsin.

(05.08.09/17.38)

3 Ağu 2009

Hande Altaylı/MARAZ

Uzun zamandır (yaklaşık 4 ay) bıraktığım okuma alışkanlığımı,başka şeyleri bıraktığımda kazanmam tuhaf gelmedi bana.Nedense nokta koyduğum zamanlarımın başlangıcı olmuştur kitap okumak.Cumartesi günü dolaşırken girdiğim bir pasaj ve pasaj içinde rastladığım kitabevinden aldığım kitaplardan biri olan MARAZ...Yazarı;Hande Altaylı.

Daha arkasını okumadan,ön kapakta yazılı olan cümle beni çekmişti;
''Bir merdivene oturmuş ağlıyordun.Saçların darmadağın.Yanına oturup neyin var diye sordum,kalbimde delik var dedin.Çok uğraştım ama niye ağladığını söylemedin,sadece kalbimde bir delik var deyip durdun.''
Kitabın arkasını çevirdiğimde,kitabı bırakmamamı sağlayan diğer cümleler ise şunlardı;
''Bazen hayatın sigortadsı atar;ışıklar söner ve her yer karanlığa gömülür.Sesler seslere,nefesler nefeslere karışır;doğrular yalana bulanır.Gözbebekleri büyür,gözbebekleri küçülür...''
...
''...Çocukken dünya kocaman bir oyun bahçesiydi ve senindi.Bilinmezdi,heyecanlıydı ve hayal kurabildiğin ölçüde sana aitti.Geleceği bilmiyordun ama onu gönlünce şekillendirebileceğine inancın vardı.Her şey ama her şey bir ihtimaldi.Dünyayı güzel kılan da,işte o ihtimallerdi.''
''Yaşlanmak ise ihtimallerin azalmasıydı.Sahip olamayacağını bilerek bakmaktı etrafa,geçmiş olsun demekti.Asla o kitaptaki adam ya da kadın olamazdın artık.'Sınırlı mutluluklar dönemine hoş geldiniz' yazan görünmez bir tabelanın altından geçerdin!''
Bir cenaze ile başlayan ve ardı arkası kesilmeyen olumsuzluklar sürüsü.Biraz benden,biraz sizden hepimizden bir kaç cümle var kitapta...Okurken en çok aklımdan geçen ''hep arka arkaya gelir ya zaten kötü şeyler'' cümlesi oldu ve çevirdiğim her sayfa da bunu tastiklercesine devam etti.Aralarda gülümsemedim değil ama o aralar o kadar arada kalmıştı ki,kitabın arka kapağını kapattığımda içimde tarifsiz bir hüzün bıraktı.
İyi ki okudum,iyi ki hissettim dediğim bir kitap oldu Maraz,tavsiye ediyorum.