31 Eki 2010

Cadılar Bayramı /2010 :)

Mailime dosttan düşen bir uyarıyla hatırladım ki,bugün Cadılar Bayramı :)

Ne hazırlığım var ne de süpürqemi bulabiliyorum!Ah ah eskiden böyle miydik ! Sene 2008 olmalı,günlerden yine Cadılar Bayramı...Gece Kazanı'nda bir gün öncesinde planlar projeler yapıldı,ertesi güne herkes kıyafetini hazırlasın ve akşam saat 20.00 de Gece Kazanı'nda olunsun diye haber salındı :) Ertesi qün sabahtan başlayan evi derleme toplama işinden sonra,net başında kıyafetler kostümler arama turları;yok efendim resimler,sarımsaklar soğanlar hahahaha :) Akşam küçük-büyük bebeleri kenara atıp Kazan'da belirtilen saatte buluşmalar...Sanki kırmızı halı serilmiş,hepimiz kostümlerimizle tek tek yürüyoruz :)))) O gece çevirdiğimiz sohbetin,keyfin tadı unutulmaz!Hatta o dönemin yılbaşında sanıyorum,harıl harıl süpürgeli cadı aramıştım süpriz amacıyla göndermek için.Bulmuştum da :) O tatlı heyecanları özlemişim,şuan hissettim.
Bugün bir hazırlığımız söz konusu değil ve Gece Kazanı dediğimiz evimiz ise çoktan mühürlendi...Yine de o günleri anmak ve Cadılar Bayramı'nı sanki kendi bayramımızmış gibi espriyle kutlamak çok hoş :)

İçinde cadı barındıran tüm Cadıların Bayramı kutlu olsun,nice keyifli cadılıklara :))))

30 Eki 2010

Twilight & New Moon

Twilight;

Aman aman diyorum başka birşey demiyorum bu film için!Edward Edward!!!Yani insanların Edward Edward diye ortalıkta dolanmalarını şimdi daha iyi anlıyorum.Mükemmel bir aşk filmi,duygular ince ince elenmiş sanki,insan içinde hissedebiliyor.Dahası bir vampire aşık olmak istiyor :) Tabii vampir Edward kıvamındaysa :) Güçlü,romantik,sahiplenici,koruyucu ımmmm yeterli sanıyorum :)
Beni en çok heyecanlandıran sahnesi,vampir Edward ve Bella'nın ilk öpüşmeleri için yakınlaşma sahnesi oldu açıkçası,inanılmaz duygu yoğunluğu yaşatan o sahne gelişiminin en özel anında ''dıırrrttt'' telefon çaldı sinir oldum :) Sebahattin Usta arayan ''...... hesap numarasını alabilir miyim ''! Neyse ki 5 dakika içinde halledilmesiyle tekrar filme dönüldü ve sahne görüldü :) Arada gelen telefon trafiği dışında bir çırpıda izlediğim ve başarılı bulduğum bir film oldu Twilight...
New Moon;

''...uyuyabilirsin,uyandığında burada olacağım...'' Sahneye uygun ve çok hoşuma giden bir cümle oldu New Moon'dan.İlk dakikalarda Edward'ın ortadan kaybolması canımı sıktıysa da ardından gelişen kurtsal durumlar beni tekrardan heyecanlandırmaya yetti.Gelişen olaylarla Edward'ın geri dönüşü,tekrar Bella ile birlikte yol alması benim için ana tema haline geldiyse de bu bir vampir filmi!Yine de duygusallığı ön planda görüyor ve aksiyon durumlarını da asla göz ardı etmediğimi belirtmek istiyorum :)
Ofis sınırlarında geçirilen bir cumartesi gününü bu iki filmle doldurmak fevkalade keyif verdi bana...Devamı olan ''Tutulma'' filmini de bugün alarak,onun keyfine de yarın varmayı planlıyorum.

Herkese güzel haftasonları...

29 Eki 2010

Bu sabah..

Bir anda başlayıp bir anda tükenen herşeye kibrit çakasım var bu sabah.Şimdi 6.kattan aşağıya inip yağmurun altında sırılsıklam olasım ve bir otobüse atlayıp olabilecek en uzak durağa kadar gidesim var.Ruhumu sarhoş edesim ve ruhumun sarhoşluğundan geçen yolcuları tek tek yakasım,küllerinden yeni bir çağ yaratasım var.
Kurgulanmış herşeyden nefret edesim ve o nefretle yarattığım umursamazlığımla tüm şehre;tüm dünyaya meydan okuyasım var.

28 Eki 2010

Akşam'dan kalıntılar...

Yağmuru tüm akşam iliklerine kadar hissetmek bu olsa gerek,hele ki şemsiyenin ters dönüp kırılması itibariyle sırılsıklam olan ben,eve girdiğimde baya sudan çıkmış balık kıvamındaydım.
Oturduğum bir cafenin camından dışarıya bakarken hem denizi hem de yağmur damlalarının yerde bıraktığı yuvarlak dalgaları izlemek rahatlatıcıydı.Hafif çalan müzik ve 50 cc lik arpa suyumla yaşadığım keyfin sonunda artık akşamı noktalayabilirim...

Huzur içimizde,içimize baktığımız an gördüğümüz gerçeklikte...Gerçeklerim huzurlu...Tüm şehir mutlu uyusun...
 

27 Eki 2010

Ofis qünlüqü (1)

Tam da şu sıralar,ben nette bakınırken izne ayrılacak olan hamiş arkadaşımda yanımda ki laptopta 'Kapan' adlı filmi izliyor.İşler mi,o kadar hızlıyım ki hepsini sildim süpürdüm :) desem de inandırıcı değil tabii ama iki sabahtır erken geldiğimden angarya gördüğüm (aslında angarya olmayan) işleri sabah telefon trafiği başlamadan toparlıyorum.Faturalar gibi durumları da anlık hallettikten sonra,araya enteresan işler girene kadar gayet relaxsım ve hatta Avea'da çalışırken savunma verdiğim Mario oyununu bile buldum oynamak için.En azından burada bilgisayarım izlenmiyor ve hatta ana bilgisayar benim! :) Savunma vermemi gerektirecek gözlem söz konusu değil yani :)
Günün enteresan olayları;
Karşıya geçmekte olan ve yol durumunu nette ki karayollarından bakmamı isteyen bir patronum var,Murat Kazanasmaz'a faceten msj attığımı ve onun da bana ciddi ciddi Maslak'tan sonra hareketli göründüğünü söylemesi ise işin bugün ki enteresan olayı seçildi.Dahası patronum ''Aylin naptın,beni trafiğin içine koydun'' dedi,sanki elimde uçak kaldırabilme gibi bir güç varmış gibi :) amannn ne yapsan yaranamıyorsun işte :)
Ve facebooktan Özge adında bir kız arkadaşıma merhaba deyip,sonrasında da sen ve Duyqu bana ortaokulda çok sinir olurdunuz ama nedenini hatırlayamadım yazmam da işin diğer boyutu :) Halbuki önce ''onca zaman oldu,nasılsın'' falan yazmam gerekirdi :)
Son olarak dışarda inanılmaz bir yağmur var,şemsiyeyi ben taşımam dediğim bir arkadaşımdan ''şemsiye taşımak zaten erkek işi'' cevabını aldım:)eheuehe şimdi yazarken bile gülüyorum,yok yahu öyle miymiş :)))

24 Eki 2010

Sinyal sesinden sonra....

Aradıqınız kişiye şuan da ulaşılamıyor,kendileri uzay boşluğunda sörf yapmakta,sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz :)
Nerden çıktı bilemiyorum şuan ama kulağıma çok hoş geldiğini söyleyebilirim.Nedense içime muzip bir çocuk saklandı aniden ve buna benzer şeyler söyleyip duruyor:)Yok yok,alkol almadım :) Sadece sıcacık bir duş,ardından sürülen kırmızı ojeler,yarına hazırlanan kıyafetler ve diş fırçalama ile konulan son nokta ile yepyeni bir haftaya hazırım!Umarım dilediğim gibi bir haftabaşı ile pazartesi tarafından karşılanır;salı-çarşamba-perşembe ve cuma günü ile iyi geçinir;cumartesi günü ile de keyifli mutlu uğurlanırım :))
Bu dilek hepimizin olsun :)

Not:Dino'nun konuyla alakası yok,sadece renqi hoşuma qitti :)


O'na dair profil...

Profilinin tamamını görüntüle
Bir iç deniz yolculuğuna çıkmış,kendi gemisinin kaptanı olmuş,turuncuyla yeşile bulanmış dünyasında;kendine dair dünyasını aktarma uğraşında,nerede durduğundan emin,sevgi dolu...bir de deli-dolu bir kadın banadair...
Hakkında;
Aklımda seneler öncesinden kalma siyah saçları,kısa kollu bir t-shirtü,makyaj yapmaya gereksinim bile duymadığı güzel bir cildi ve şirinmi şirin yüz hatlarıyla,eşinin gurur duyabileceği kadar dorukta iyi bir eş,minik fokunun seve seve birçok gençlik paylaşımında bulunabileceği mükemmel bir anne,en zor durumlarda bile enfes bir masa hazırlayabilecek kadar eli çabuk ve becerikli mutfağa sahip bir ev kadını,kendi olumsuzluklarını bir köşeye fırlatıp imdat sinyali verdiğinizde dimdik yanınızda durabilecek kadar da iyi bir dost banadair...
Bildiqim her olumsuzluğumda yanımda olabildiği,bildiğim hatalı-hatasız her durumumla beni kabul edebildiği,bildiqim kmlere inat senelerdir dostluğu 'dost' kelimesine yakışır yürütüp,hissettirebildiği...Kitap okumayı seven,değişik kültürlere meraklı,kore filmlerine şu dönem itibariyşe bağlı,ispanyolca tutkusunu hayata geçirme adımlarında,farid farjad;İlhan İrem tutkunu,akıllı mı akıllı,çabuk hastalanan ve hatta kışı burun çekerek ve boğaz ağrısına da ''hadi burnuma eşlik et'' diyerek geçiren :)iyi,sevecen çikolata tadında ßaqımlılık yapabilecek bir yüreğe sahip ''dostum ßanadair''...


Not:bir türlü tamamlayamadıqım bu yazım,karışık kumpir kıvamında bir pazar gününe kısmetmiş demek...Pazar qünümden bloguma düşen ve mutluluk kokan bu yazımın O'nu mutlu etmesini diliyorum.İyi ki var!